Yüksek İrade Yasası
Ayrılık bilincinde, yani küçük benliğimiz ve irademizle hareket ettiğimizde, çoğunlukla kendi arzularımız ve tercihlerimizi esas alarak davranmamız doğaldır. Ancak, küçük benliğimizi ve irademizi daha yüksek bir iradenin rehberliğine teslim ettiğimizde, eylemlerimizi herkesin en yüksek hayrına adarız ve bu da hayatımıza derin bir anlam ve ilhamlı bir şevk getirir.
Yüksek İrade Yasası, inançlarını nihai gerçeklikle karıştıranlara, başkalarının da kendi inançlarını takip etmesi gerektiğini düşünerek bu inançları zorla empoze etmeye çalışanlara, kendini sabote etme eğilimi olanlara, kendi iyiliğinden şüphe duyanlara, hayatına daha derin bir anlam katmak isteyenlere, yalnız hissedenlere ve sürekli diğer egolarla mücadele edenlere yardımcı olur.
“Senin iraden olsun!” diyerek yol göstermesini beklediğimizde, zihnimiz bu konuda fazla yardımcı olamaz. Çünkü zihin şöyle düşünür: “Eğer ben özün bir parçasıysam ve öz de benim bir parçam ise, o zaman benim istediğim de özün iradesidir.” Bu doğru olabilir, ancak ego, yani ayrılık bilincindeki benlik, bütünü düşünmeden sadece kendi isteklerine odaklanma eğilimindedir. Dünyadaki birçok acının sebebi, birbirinden kopuk ve sadece kendini düşünen küçük benliklerin yarattığı sonuçlardır.
Yüksek İrade Yasasını hayatınıza nasıl uygularsınız?
İçinizde kendinize şu soruyu sormayı alışkanlık haline getirin: “Eğer içimde her şeyi bilen ve şefkatli bir öz bana şu an yol gösterseydi, bu durumda ne yapardım?” Öz, bizim aracılığımızla iş görür. Onu çağırmamız ve onunla temas kurmamız yeterlidir. Sonrasında ne yapmamız gerektiğini içsel olarak biliriz ve içimizdeki en yüksek, en iyi benliğe göre hareket ederiz.
Yüksek iradeye başvurmak, kişisel tercihleri ve çıkarları aşarak herkesin en yüksek hayrı için hareket etmeyi gerektirir. Küçük benliğimizin iradesiyle hareket ettiğimizde sınırlı oluruz; sonuçlar elde edebiliriz, ancak bir sorunla karşılaştığımızda yalnız kalırız.
Yüksek iradeye başvurduğumuzda ise, içsel bir genişleme, yükselme ve daha büyük bir amaçla bağlantı kurduğumuzu hissederiz. Hayatımız daha derin ve anlamlı hale gelir. Bu içsel yüksek irade ile uyum içinde olduğumuzda, söylediklerimizi ve yaptıklarımızı herkesin en yüksek hayrına adadığımızda, şefkat, sevgi ve ışık enerjileri günlük hayatımıza akar.
Uygulama:
Günlük hayatınızda bir sorun ya da kararla ilgili düşünün. Önce “Zihnim bu konuda ne yapmak istiyor?” diye sorun. Ardından, “Yüksek benliğim, bilge ve şefkatli tarafım ne yapmak istiyor?” diye kendinize sorun. Sorunu kalbinizde, duygu merkezinizde tutarak içtenlikle “Benim değil, senin iraden olsun” deyin. Sonra dinleyin ve hissedin. En derin hislerinizin size gösterdiği yolu izleyin.